Ebu Zer Duası! Arapça ve Türkçe Okunuşu, hakkında ayrıntılı bilgiler veriyoruz. Ebu Zer Hikayesi de bizlerle olacak. İşte ayrıntılar.
Ebu Zer Duası
Sahabelerden Ebu Zerr (RA)’ın melekler arasında meşhur olan ve dillere destan duası hangisidir?
Geçmişte yaşamış olan sahabe efendilerimizden Ebu Zerr (RA)ın göklerde ve melekler arasında meşhur olduğu rivayet edilen bir duası vardır. Şeyh Hakim et-Tirmiz’inin Nevadirü’l-Usul fî Ma’rifeti Ehadisi’r-Rasul adlı kitabında Hazret-i Ali (RA) dan rivayet edilen bir Hadis-i Şerif’te bu konu şöyle yer almaktadır:
”Hz. Ali (RA) anlatıyor:
“Bir ara Cebrail aleyhisselam, Rasûlullah (SAV)e gelmiş. Onlar henüz birlikte iken Ebu Zer (RA) çıkagelmiş. Cebrail Aleyhisselam onu görünce;
“Ebu Zerr” demiş. Bunun üzerine Allah Rasûlü şöyle demekten kendini alamamış:
“Ey Allah’ın Emîni (Cebrail)! Siz Ebu Zerr’i tanıyor musunuz?” Cebrail Aleyhisselam:
“Evet. O göklerde yerdekinden daha ünlüdür. Oralarda onu tanımayan yoktur. Bu da her gün iki defa yaptığı duadan ileri gelmektedir. Melekler ona hayrettedirler. İstersen çağır da ona o duayı soruver” deyince, Rasûlullah (SAV), Ebu Zerr (RA)ı çağırmış ve şöyle demiş:
“Ey Ebu Zerr! Her gün yaptığın dua var mıdır?” Ebu Zerr (RA):
“Evet, anam-babam sana feda olsun, ey Allah’ın Rasûlü! O duayı herhangi bir insandan işitmedim. O, sadece Rabbimin bana ilham ettiği on cümledir. Her gün iki kere onu söylerim. Bunu da şöyle yaparım:
Önce kıbleye karşı yönelerim. Allah Teala’yı bir miktar Tesbih (sübhânallah derim), bir miktar Tehlil (Lâ ilâhe illallah derim) ve bir miktar da Hamdederim (el-hamdülillah derim). Sonra da bir miktar Tekbir getiririm (Allâhu ekber derim). Daha sonra şu on cümlelik duayı yaparım:
Ebu Zer Duası hemen aşağıdadır;
Ebu Zer Duası Arapça Okunuşu
اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَسْأَلُكَ اِيمَاناً دَاءِمَاً، وَأَسْأَلُكَ قَلْباً خَاشِعاً، وأَسْأَلُكَ عِلْماً نَافِعاً، وأَسْأَلُكَ يَقِينًا صَادِقًا، وَأَسْأَلُكَ دِينًا قِيما، وأَسْأَلُكَ العَافِية مِن كلِّ بلِيَّة، وأَسْأَلُكَ تَمَام العَافِيَة، وأَسْأَلُكَ دَوَامَ العَافِيَة، وأَسْأَلُكَ الشُّكْرَ عَلىَ العَافِيَة، وأَسْأَلُكَ الغِنَى عَنِ النَّاس
Ebu Zer Duası Türkçe Okunuşu
‘Allâhümme innî es’elüke îmânen dâimen ve es’elüke kalben hâşian, ve es’elüke ılmen nâfian, ve es’elüke yakînen saadikan, ve es’elüke dînen gıyemen, ve es’elükel-âfiyete min külli beliyyeh, ve es’elüke temâmel-âfiyeh, ve es’elüke devâmel-âfiyeh, ve es’elükeş-şükra alel âfiyeh, ve es’elükel-ğınâ alennâs’. – Ebu Zer Duası! Arapça ve Türkçe Okunuşu, Hikayesi
Ebu Zer Duası Anlamı
”Allah’ım! Senden daimi bir iman dilerim. Allah’ım! Senden korkan bir kalp niyaz ederim. Allah’ım! Senden yararlı ilim isterim. Allah’ım! Senden doğru bir yakin, derinden inanmak dilerim. Senden afiyetin tamamını ve devamını dilerim. Senden afiyetin gereği gibi şükretmeye beni muvaffak kılmanı dilerim. Ayrıca beni kimseye muhtaç etmemeni de dilerim.”
Ebu Zer Kimdir?
Ebu Zer el-Gıfari:
Künyesiyle meşhur olduğundan dolayı ismi âdeta unutulmuştur Ebu Zerr' in Bu nedenle isminin Berîr, Büreyr, Yezîd, Yüreyr, babasının isminin Seken yada Abdullah olduğu da rivayet edilmektedir. Haram aylarda bile baskın yapmaktan, yağmacılıktan ve yol kesmekten çekinmeyen Gıfâr kabilesine mensup olduğu bilinmektedir. Müslüman olmadan önce Ebû Zerr’in de yol kesip yağmacılık yaptığı, hatta kabilesinin en atik ve gözü pek yağmacılarından olduğu nakledilir. Fakat Gıfâr halkı gibi putlara tapmaz, onlardan nefret ederdi. Bizzat belirttiğine göre İslâmiyet’i kabul etmeden iki üç sene önce Allah’a ibadet etmeye başladı. Hanîfler’le yakın ilgisi olduğu anlaşılan Ebû Zer, Mekke’de Hz. Peygamber’in (A.S) bir olan Allah’a inanmaya davet ettiğini işitince oraya gitti ve birçok zorluktan sonra Resûlullah’ı bularak müslüman oldu. Yine kendisinden nakledildiğine göre Hz. Peygamber Gıfâr kabilesinden birinin gelip müslüman olmasına hayret etmiş, Allah Teâlâ’nın dilediğine hidâyet nasip edeceğini söylemiştir. İlk bedevî müslüman diye bilinen Ebû Zerr’in dördüncü veya beşinci kişi olarak İslâmiyet’i kabul ettiğine dair rivayete göre bu olayın bi’setin ilk yıllarında meydana geldiği söylenebilir. Kâbe’nin yanına giderek Müslümanlığını ilân eden Ebû Zer, müşrikler tarafından kıyasıya dövüldü; fakat Abbas b. Abdülmuttalib’in araya girmesiyle (onun vesilesiyle) hayatta kaldı. Sonraki gün yine aynı yerde müslüman olduğunu söyleyip dövülünce Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa sav. onu, kabilesinin halkını İslâmiyet’e davet etmek üzere geri gönderdi ve çağrılmadıkça Mekke’ye gelmemesini buyurdu. Ebû Zer aldığı emri aynen uyguladı ve gayretleri vesilesi ile kabile halkının yarısı İslâmiyet’i kabul etti. Bu dönemde onun Kureyş kervanlarına baskınlar düzenlediği, bunlardan kelime-i şehâdet getirenlere mallarını geri verdiği, ele geçirdiği ganimetleri kabilesinden sadece müslüman olanlara dağıttığı rivayet edilmektedir. – Ebu Zer Duası! Arapça ve Türkçe Okunuşu, Hikayesi
Ebû Zer Uhud (3/625) veya Hendek (5/627) Gazvesi’nden sonra Medine’ye hicret etti. Ashâb-ı Suffe ile beraber Mescid-i Nebevî’de yatıp kalktığı için her an Hz. Peygamber’in yanında ve hizmetinde bulundu. Hatta ashâb-ı Suffe akşam yemeklerinde zengin sahâbîlerin evlerine dağıtıldığı zaman bile o hep Resûl-i Ekrem’in evine misafir olurdu.
Ebû Zer, Medine yakınlarında Gābe mevkiinde Hz. Peygamber’in sağmal develerine çobanlık ederken Uyeyne b. Hısn’ın baskınına uğradı ve çıkan çatışmada oğlunu kaybetti (Muharrem 6 / Haziran 627). Bu yılın muharrem ayında yapılan Zâtürrikā’ Gazvesi ile şâban (aralık) ayında yapılan Benî Mustaliḳ Gazvesi esnasında Resûl-i Ekrem’in vekili olarak Medine’de kaldığına dair rivayetler zayıf görünmektedir. Aynı yılın şevval ayında (Şubat 628) Hz. Peygamber’in çobanlarını öldüren Ureyneliler’i yakalayan yirmi kişilik grubun içinde o da vardı. Emirlik isteği Hz. Peygamber tarafından uygun bulunmadı ve bu konuda yetersiz olduğu kendisine ifade edildi (Müslim, “İmâre”, 16-17). O günden sonra Ebû Zer ölünceye kadar hiçbir devlet görevine talip olmadı, verilen görevleri de kabul etmedi. Mekke fethinde ve Huneyn Gazvesi’nde kendi kabilesinin sancağını taşıdı. Hz. Peygamber onun hep yanında bulunmasını ister ve bazı konularda görüşünü alırdı. Resûl-i Ekrem son hastalığı sırasında da Ebû Zerr’i yanına çağırtmış ve kendisini kucaklamıştı. –Ebu Zer Duası! Arapça ve Türkçe Okunuşu, Hikayesi
Hz. Peygamber’in vefatından sonra halifeliğe Hz. Ali’nin daha lâyık olduğu kanaatini taşımakla birlikte Hz. Ebû Bekir’e biat edildiğini görünce o da biat etti. Hz. Ömer’in hilâfeti söz konusu olunca hilâfetle ilgili görüşü değişmemekle beraber ona da biat etti. Hz. Ömer sahâbîlere maaş bağladığı zaman Bedir Gazvesi’ne katılmadığı halde Ebû Zerr’i Bedrî kabul ederek ona Bedrîler kadar atâ* bağladı. Bu dönemde muhtemelen fetihlere iştirak etmek üzere Suriye’ye gitti; kendisine bağlanan atâ ile cihad için at satın alıp besledi ve atları başka mücahidlerle nöbetleşe kullandı. Onun atlarının Humus’ta bulunduğu da söylenmektedir. Hz. Ömer ile birlikte Kudüs’ün (18/639), daha sonra da Amr b. Âs ile Mısır’ın fethine (20/641) katıldı. Mısır fethedildikten sonra orada bir müddet kaldı. Hz. Ömer’in hilâfetinin son yıllarında Medine’de bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hz. Osman’a ilk biat edenlerden biri olmakla beraber onun yaşlılığı ve yumuşak tabiatı sebebiyle başarılı olamayacağından endişe ediyordu. Bu dönemde de fetih hareketlerinin içinde bulundu. Muâviye’nin idaresinde Ammûriye’ye kadar giden ordu ile Anadolu fetihlerine (23/643-44), yine onun Suriye valiliği esnasında yapılan Kıbrıs fethine katıldı. Suriye’de bulunduğu sıralarda Muâviye’nin bazı harcamalarını ve müslümanların ihtiyaç fazlası mallarını Allah yolunda sarfetmeyip biriktirmelerini (kenz) şiddetle eleştirdi. Ebû Zerr’in bu görüşleri bilhassa fakir halk ile yönetime muhalif kimseler arasında ilgi gördü ve hem yönetim hem de zenginler aleyhine bir hareketin başlamasına sebep oldu. Suriye Valisi Muâviye ile araları açılınca Muâviye halkın onunla konuşmasını yasakladı ve kendisini ileri gelen bazı sahâbîlere şikâyet etti. Bu tedbirlerden bir sonuç alamayınca durumu Hz. Osman’a bildirdi. Hz. Osman Ebû Zerr’i Medine’ye çağırdı (30/650-51). Görüşlerini açıklamaktan orada da vazgeçmemesi üzerine Rebeze’ye gidip orada yaşaması uygun görüldü. Medine’ye 3 mil mesafede Mekke yolu üzerindeki bir su kenarında bulunan Rebeze’de Gıfâr kabilesinin bazı mensupları zaman zaman çadır kurup otururlardı; kendisi de Hz. Peygamber zamanında zekât develerini burada otlatırdı. Hz. Osman, tenha olması ve burada Ebû Zerr’in tanıdıklarının bulunması gibi sebeplerle bu yeri seçmişti. İbn Sa’d ise Ebû Zerr’in Rebeze’ye kendi isteğiyle gittiğini kaydetmektedir (eṭ-Ṭabaḳāt, IV, 227); buna karşılık Ya’kūbî (Târîḫ, II, 172) ve muhtemelen ondan faydalanan Mes’ûdî (Mürûcü’ẕ-ẕeheb, II, 350) onun Mekke, Basra, Kûfe veya Dımaşk’a gitmeyi arzu ettiğini, ancak Hz. Osman’ın bunu kabul etmediğini ileri sürmektedirler. Ebû Zerr’in Rebeze’ye halife ile aralarındaki anlaşmazlık sebebiyle gittiği kesin olmakla beraber burayı hangisinin uygun gördüğünü tesbit etmek mümkün değildir. Hz. Osman’ın Ebû Zerr’e Rebeze’ye giderken bir miktar deve ile iki hizmetçi verdiği, ayrıca günlük hesabıyla atâ bağladığı nakledilir (İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 115). Ebû Zer ailesiyle birlikte Rebeze’ye hareket ettiği sırada Hz. Ali ile oğulları Hasan ve Hüseyin, Ammâr b. Yâsir ve Akīl b. Ebû Tâlib bir müddet birlikte yürüyerek onu uğurladılar.
Rebeze’de iki yıl kadar münzevi bir hayat süren Ebû Zer, Hz. Osman’ın isteği üzerine zaman zaman Medine’ye gidip geldi. Halifeye isyan edeceklerini söyleyerek kendisine liderlik teklif eden bazı yönetim aleyhtarlarına yüz vermediği gibi onlara halifeye bağlı kalmalarını ve onu küçük düşürecek hareketlerden uzak durmalarını tavsiye etti. –Ebu Zer Duası! Arapça ve Türkçe Okunuşu, Ebu Zer Kimdir?
Ebû Zer el-Gıfârî, 32 yılının Zilhicce ayında (Temmuz 653) Rebeze’de vefat etti. Cenaze namazını, bir kafile ile oradan geçmekte olan Abdullah b. Mes’ûd’un kıldırdığı söylenir. Evinde Ebû Zerr’e yetecek kadar kefen bezi bulunmadığı, kafiledeki bir gencin onu kendisine ait bezlerle kefenleyip cenaze namazını kıldırdığı da nakledilir. Bir rivayete göre ise cenaze namazını Cerîr b. Abdullah kıldırmıştır. Diğer bazı sahâbîler gibi Ebû Zerr’in de İstanbul’da Ayvansaray semtinde bir makam-kabri bulunmaktadır (İst.A, IX, 4860-4861). Hanımı, kızı ve bir hizmetçiden ibaret ailesine üç merkep, birkaç keçi ile diğer bazı hayvanların miras kaldığı ve Hz. Osman’ın ailesini Medine’ye götürüp kendi ailesi arasına aldığı zikredilmektedir.
Ebu Zer Duası Türkçe ve Arapça Okunuşu, Anlamı ve Ebu Zer Hikayesini sizler için kaleme aldık. Bu makale hakkındaki düşüncelerinizi yorumlar da bizimle paylaşmayı unutmayın..